Tuba Küçük

4 Şubat 2011 Cuma

Yadigar!



Hayatın sınırlarını çizmenin adıysa hayal ,acının dibine vurmanın adıdır melâl. Bu satırların adı olur yadigar; yüreğimden dökülen senli motiflere hasbihâl . Sanma dilim döner, kalemim yazar ne ilk ne de son olur bu ahval..

Bir cümle kursam ; tezahür ederim ya da hayalin sınırlarını zorlarım ama şimdi akıp giden her kelime sürükler beni cümlelerin zenginliğine ve içten bir “Bismillah” öznesi sen olan cümlelere …
Yakın olabilmek bir göz mesafesinde tüm sevdiklerine, hayatı şansa bırakmadan doyasıya yaşamak. Daralan zamanlara inat, heyecanı kaybolmamış bir yürek yaşatmak… Kısa bir mesajla yüreklere işlemek en derin sevdayı…Bir pazar sabahı sıcak helva kokusu ile hayata anlam katmak, çayın yanına muhabbeti ve kahkaha nidalarını katık etmek. Çengel bir bulmaca çözerken ,durup aniden bir çengel takmak elem ve kedere. Tanımlamak bir seher vakti yalnızlığı, yad etmek sevdiklerini … Gecenın karanlığını yıldızları elinde tutarak yaşamak… Her yıldıza bir yadigar olmak ve en ışıltılı sabahlarda nesrin kokusu salmak ...
ve susmak , susmak, susmak
sana seni anlatmaktan hâyâ etmek…

Ez-cümle;
Yadigar’lı günlere merhaba dediğimiz O güne selam olsun.


Yazan: Tuba Küçük

0 yorum:

Yorum Gönder